Перейти к основному содержанию
урф-адетлеримизни унутмайыкъ

Лугъат

 

Заслуженный работник культуры Украины, Заслуженная артистка Автономной Республики Крым
 
Джемиле Османова родилась 25 октября 1957 г. Окончила Узбекское Государственное хореографическое училище в 1976 г. Джемиле ханым начала свою трудовую деятельность в 1976 году артисткой балета крымскотатарского ансамбля песни и танца «Хайтарма» Узбекской государственной филармонии, где работала до 1991 года. С 1992 года – артистка балета крымскотатарского фольклорного ансамбля «Къырым», который с 1996 года вошел в структуру Министерства культуры Автономной Республики Крым.
В 1999 году Джемиле Османовой присвоено звание «Заслуженная артистка АРК», а в 2009 году – «Заслуженный работник культуры Украины».  
Талантливая танцовщица обладает неповторимой творческой индивидуальностью, выразительной внешностью, отличными сценическими данными, высоким исполнительским мастерством. Отличительной особенностью артистки является умение в одинаковой степени выразительно воплощать танцевальные образы различных стилей и направлений. Виртуозны и блестящи в ее трактовке крымскотатарские народные танцы. Старинный танец «Тым-Тым» позволяет убедиться в мастерстве владения техникой танца, пластичностью рук и эмоциональной передачей внутреннего темперамента. Исполняя танцы «Эмир Джелял», «Агъыр ава ве къайтарма» (медленный и быстрый танец) Джемиле ханым проявляет умение выразить тончайшие нюансы балетной техники. В танце «Телли Турна» (Разукрашенный журавль) артистка одна из первых в крымскотатарской хореографии использует элементы классического балета, чем привносит новаторские черты в традиционную хореографическую лексику. Достижением в развитии национальной хореографии явился сольный танец в хореографической поэме, посвященной подвигу крымской разведчицы Алиме Абденнановой. Эта работа ярко отразила стремление танцовщицы к синтезу пластического рисунка и психологической передаче внутренних переживаний героини, совмещению классического балета и крымскотатарского фольклора.
Репертуар артистки обширен и разнообразен. Исполняя танцы разных народов – узбекский, украинский, русский, цыганский, афганский, Джемиле Османова в совершенстве передает характерные черты, фольклорные особенности каждой национальности. Талантливая артистка постоянно совершенствует свое мастерство, проявляет себя в качестве балетмейстера-постановщика. Постановка танцев «Танец приветствие», сольный танец «Назлы» (нежная), танец «Ашик Умер» влили свежую струю в развитие национального хореографического искусства.
Большое внимание артистка уделяет эстетическому воспитанию детей и молодежи. Преподает в крымском училище культуры, руководит детским хореографическим ансамблем «Джемиле» при Дворце культуры железнодорожников города Акмесджит (Симферополь). Является активной участницей общественной жизни города и автономии, а также во всех концертах, творческих встречах, шефских концертах. Является членом Лиги крымскотатарских женщин.
 
 
kirim tatar halk oyunu джемиле cemile 
 
 
kocaeli kirim 
 
Cemile Osman - "Ağır Ava ve Qaytarma"
 
Cemile Osman (Kırım Tatarca: Cemile Osmanova, Rusça: Джемиле Османова), Kırım Tatar halk oyunları koreografı, Kırım Özerk Cumhuriyeti devlet sanatçı
7 Eylül (resmi olarak 25 Ekim) 1957'de Özbekistan’nın başkenti Taşkent’e bağlı Ortasaray köyünde doğdu.[2] Babası 1925 doğumlu Ziya Osman Bahçesaray'lı, annesi 1931 doğumlu Ediye Asan Avcıköy’lüdür. Stalin'in emri ile 18 Mayıs 1944'te yapılan sürgünde ailesi Özbekistan'ın başkenti Taşkent'in yakınlarında bulunan Ortasaray köyüne gönderildi. Burada Osmanovlar Ailesi'nin sırasıyla Zekiye, Cemile ve Elmas adlı üç kızı dünyaya geldi.
 
Ortasaray sürgünden evvel mahkûmların yaşadığı ve Sovhoz'larda çalıştırıldığı bir köy idi. Sürgünde Kırım Tatarları ve az sayıda Alman ailesi bu köye yerleştirildi. Bu köyeden çıkmak yasaktı. Ziya Osman'ın akrabaları başka yerlere gönderilmişti. Annesininin Semerkand'ın bir köyünde olduğunu öğrendi. Oraya gitmek istedi fakat yakalanarak 15 gün hapis yattı. Cemile Osman babaannesini hiç göremedi. Böyle bir dünya içinde yanlarında olan anneannesi ve dedesi ona Kırım’ı anlattı ve sevdirdi.
Çocukluk ve okul hayatı 
Ziya Osman Sovhoz'da çalışmak zorunda iken bunun dışında bir iş yapması yasaktı. Buna rağmen kendisi akordeon, kemane, dare, mandolin, balalayka gibi çalgı aletlerini çalmak, şarkı söylemek, resim yapmak gibi sanatlarla uğraşmayı çok severdi. Eşi Ediye de halk oyunlarını oynamaktan hoşlanırdı. Böyle bir ailede yetişen Cemile, küçüklükten dans hareketleri yapmaya başladı. Köyde onun adını "balerina" koydular.
 
Cemile Osman dördüncü sınıfa giderken televizyonda Devlet Koreografi Okulu'nun sınavları duyurusu yapıldıktan sonra annesi onu sınavlar için Taşkent’e götürdü.[4] Osman bale bölümünü kazandı ve 8 sene boyunca bale ve halk oyunları eğitimi aldı. Bu süre boyunca ailesinden ayrı kalıp ancak haftada bir Taşkent'ten Ortasaray'a gidip gelirdi.
 
Cemile dans etmeyi çok sevdi. Bir gün hocası öğrencileri toplar ve bale okulunda okumasaydınız ne okurdunuz sorusunu sordu. Kimisi doktor, kimisi model olacağını söylüyordu. Sıra kendisine gelince, bale olmasa başka bir şey yapmayacağını söyledi.[2] Anneannesi ise ona, "Bale sana ne gerek, hiç güzel değil, başka oyun olsun." diyordu.[4]
 
Aldığı bale eğitiminin yanında müzik dersleri, Özbek ve dünya halk oyunları, Hint, Kafkas, Moldova ve tarihi halk oyunları dersleri aldı. Hocaları arasında Türkiye'de de tanınmış Korkmaz Sagatov, Gülnara Mavayeva, Tamara Kaskova, Timur Tikoyev bulundu.
Sanat kariyeri 
 
Cemile Osman son sınıfta okurken kariyerini Özbekistan'ın dünyaca ünlü devlet halk ansambli Bahor'da sürdürme teklifi geldi.[2] Ayrıca Semerkand Tiyatro, Opera ve Balesinden iş teklifi aldı.[4] O zamanlar kendisi daha ülkede bir Kırım Tatar ansamblinin varlığından haberdar değildir. Resmi adı Tatar Halk Oyunları ve Müzik Ansambli - Kayarma olan topluluğun başkanı Fevzi Bilâl kendisini sürgündeki ilk ve tek halk oyunları topluluğuna katılması için ikna etmeye çalışır.[2][5] Aile içinde bu konuyu konuşulur ve Cemile Kırım Tatar halk oyunlarını oynamaya karar verir.
 
1976 senesinde Kaytarma'ya geldiğinde Cemile Osman Kırım Tatarlarının müziğini, oyunlarını, kıyafetlerini merakla karşıladı. Oyunun inceliklerini Kaytarma'daki ilk hocası Akim Cemil ve kareograf Remziye Bakkal'dan öğrendi. Sahneyi halk oyuncusu Selime Çelebi, ses sanatçısı Sabriye Recep ve sunucu Ablemit Umer gibi halk arasında ünlü olan kişilerle paylaştı. Kaytarma Ansambli bu yıllarda altı çift oyuncudan oluşuyordu. Cemile Osman, dans okulundan beraber geldikleri ve sonradan devlet sanatçısı olacak olan Münir Ablay ile Kaytarma'nın baş dansçıları oldular.[4][6]
 
Kaytarma, sürgün şartları nedeniyle sadece Özbekistan sınırları içinde gösteri yapabildi. İzin verilirldiği takdirde de ancak birkaç senede bir Kırgızistan ve Kazakistan turnesi yapılabiliyordu. Bu gösterilerde Cemile Osman halkını tanıma olanağına sahip oldu. Sahne perdesinin arkasında salondakileri izlerdi. Yaşlıların şarkı söylenirken ağladığını görürdü ve aynı duyguları onlarla beraber yaşardı.
 
1983 senesinde bir vatandaş Moskova’daki televizyon programına yazdığı mektupta "Tatar oyunlarını Özbekistan’daki Cemile Osmanova icrasında görmek istiyoruz." der ve Sovyet devrinde inanılmayacak bir şey gerçekleşir, Cemile Osman'ı özel olarak Moskova’ya davet edilir. Tüm SSCB Tım Tım oyununun ustası Cemile'yi seyreder.
 
Cemile Osman, devlet sanatçısı ve Kırım Tatar keman ustası Dilaver Bekir ile evlendikten sonra oğlu Osman (1981) ve kendisi gibi dansçı olan kızı Arzı (1984) doğdu.
 
Cemile, Kaytarma kariyerinde 15. yılını tamamladıktan sonra 1991'de Kırım'a geri döndü. Eşi Dilaver Bekir ve Ukrayna ve Tataristan Devlet Sanatçısı Server Kakura Kırım Ansambli'ni kurduktan sonra Cemile Osman oyunculuğunu burada sürdürmeye devam etti. Topluluk birçok ülkede gösteri yaptı.
Eğiticilik dönemi 
Cemile Osman 20 sene çalıştıktan sonra ben artık bir şeyler biliyorum ve halk oyunlarımızı gençlere de öğretebilirim deyip 1995 senesinde kendi ekibini kurdu. Ekibin ilk adı Sevinç oldu.[4] Bu adı başka bir ekip de kullanmaya başlayınca, ekibin adını değiştirip Cemile adını verdi.
 
Cemile Osman halk oyunlarındaki bilgi ve tecrübesini yalnız Kırım'daki değil Romanya ve Türkiye'deki gençlerle paylaştı. Bu ülkelerdeki okullarda ve Kırım derneklerinde ders verdi.
 
Cemile Osman, gençlerin neden halk oyunları derslerine neden katılmadıkları, uzaklığı ve yeteneği bahane etmelerine:
“    Buradaki gençlere anneleri, babaları, dedeleri, akrabaları onlara Kırım’ı daha iyi anlatmamışlar, farkında olmadıkları için gençler suçlu değiller. Eğer iyi anlatılsaydı onlarda da oynamaya gelirlerdi, ben Kırım Tatarıyım neden derneğe gitmiyorum, neden dernekte öğretilenlere katılmıyorum diye düşünürlerdi. Pek çok şey de öğrenirlerdi. Ben Kırım Tatar oyunlarını oynadığım için, Kırım Tatarları içinde yaşadığım için kendimi daha çok Kırım Tatar hissediyorum. Onun için kim Kırım Tatar halk müziği, oyunları, resimleri, sanatı için çalışırsa, ondan çok memnun oluyorum çünkü onlar bizim kültürümüzü yaşatıyorlar, çocukları yetiştiriyorlar, dünyaya öğretiyorlar.
 
 
Cemile ve Onıñ "Cemile" si
Zera BEKİROVA
Vatanımıznıñ cennet köşesi Bağçasaray ve Türk alemine İsmail Gaspıralı kibi ulu insannı bağışlağan namlı Avcikoyde dünyağa kelip os-ken Ziya ve Ediye Osmanovlarnıñ ailesini melun 44-te butün millet ile beraber Taşkent vilayetin-de ki Ortasaray qasabasına sürgün ettiler. Doğ-ma istidat saibi olğan Ziya ağa kemane, dare, qaval kibi çalğı aletlerinde ustalıqneñ çala, ürek-teki sevinç ve dertlerini şu aletler vastasıle ifade eterdi. Soñra bir aralıq buldığınen eline fırça alıp, resim sızardı. Qarısı Ediye apteniñ ise pek guzel sesi olıp, daima halq türkülerini yırlağan. İşte boyle, milliy sanatımızğa büük emiyet beril-gen bu ailede doğğan. Cemile de oyun ve res-samcılıqqa ta balalığından sevda oldı. Nazik, in-ce, narin qızçıqnı koydeşleri "balerina" (dan-söz) dey ediler. Zaten, Cemile resimlerinde dai-ma balet oyuncılarını aks ettirgen. Qızınıñ bu avesliklerine diqqat ile yanaşqan ve onda buük kelecek körgen anası Cemileni mektepni bitir-gen soñ Taşkent horeografiya oquv bilgi yurtuna alıp bara. Namlı oyun ustalarından ders alğan ve oquv yurtunı alâ seviyede yekünlegen Cemi-le Osmanovanı Özbekistan vilayetiniñ butün cianğa namı ketken eñ buük «Bahor» devlet oyun ansambline yollaylar. «Bahor»nıñ oyuncı-ları repetitsion keçirgen zalda «Haytarma» Qı-rımtatar ansambliniñ artistleri de kontsertke azırlıq körgenler. Boyle repetitsionlarnıñ birisin-de «Haytarma»nıñ bediiy rehberi belli yırcımız rahmetli Fevzi Bilyalov Cemileni seçip ala ve oña: «Sen kibi istidatlı oyuncılar "Haytarma" da oynamasa, milliy oyunlarımıznıñ tiklen-mesine qol tutmasa, kim yapar bu iş ni ?», dey. Şundan itibaren Cemile Osmanova "Hay-tarma»da çalışa ve kendi kendisine bergen omürlik suali: «Men yapmasam, kim yapa-caq?» oldı. O, oyunga butün vucudı, varlıgnen, dunyasını unutıp, berildi. Er bir milli oyunımıznın icra tehnikasının butün inceliklerinin tamamile menimsedi, amma elde etken yenişlerinen memnun olmayıp, araştıruvlarını ep devam etti. Yıllar devamında belli oyuncılar Akim Cemilev, sonra Remzie Bakkal kibi ustazlarnın reberligi altında culyalangan ustazlık oz neticelerini kos-terdi ve Cemile Osmanova halkımıznın en se-vimli oyuncılarımızdan birisine çevirildi. Onın çı-kışlarını surgunlık erlerinde yaşagan Kırım Ta-tarlar sevinç ve asretlik kuzyaşları ile karşıladı-lar.
 
1991 senesi Cemile Osmanova Vatanğa qay-tıp, mında yañı meydanğa ketirilgen «Qırım» ansambline işke kire. 1994 senesi ise Cemile qalbiniñ töründe gizli saqlanğan eñ buük arzusı ozünıñ balalar ansamblini teşkil etilmesine irişe.
 
-Men pek bahıtlı icadiy omür keçirdim, endi ozümni bayağı oyun tecribesiniñ saibi, dep bilge bilgenim alda, oz bilgenlerimnen genç oğlan-qızçıqlarnen paylaşmaq zaruriyetini sezdim,-di-ye hatırlay o zamannı Cemile. Aqmescit şeerin-deki Demiryolcular medeniyet sarayı yanında 20 adamdan ibaret ansambl tizip, çalışıp başla-dım. Eger de şu 10 nefer qıznen 10 nefer oğlan-çıklar arasından iç olmadım birisi professional oyuncı olsa, şu zenaatnı seçse, maqsadıma iriştip, zametlerim nafile olmadı, dep sayardım, dedim oz-özüme. Yıllar keçip, ilki 20 gençlerniñ 12-si yani yarısından çoqu taqdirlerini milliy oyunnen, sanatnen bağladılar. Başta ansamblı-mıznı «Sevinç» diye adlandırdıq, amma neçün-dir işimiz ürüşmedi ve endi etraf boyle adnı taşı-ğan gruppalar, ansambllerge toldu. Şu sebep-ten ansambliniñ adını «Cemile»ge deñiştirdik.
 
Keçken sene «Cemile» on yaşını toldurdı. On yaş bu bahıtlı balalıq, nefis gençlik çağıdır. 1994 senesi Aqmescit şeerindeki Demiryolcular me-deniyet evinde ilk adımlarını atqan «Cemile» ansambli bugünge kelip 100-den ziyade oğlan-qızçıqlarnı birleştirgen dünyanıñ bir çoq memleketlerinde ozüni tanıtqan ve «halq» unvanını qazana bilgen qırımtatar halq ansambli oldı. Genç oyuncılarnıñ icrasındaki er bir oyun ayrı bir spektakl, o ya da bu milletniñ omürini aks et-tirgen bir levhadır. «Cemile»niñ er bir kontserti qalbimizni coşturğan, milliy duyğularımıznı, mil-liy medeniyetimiz içün ğururımıznı qozğağan buük bir bayramğa çevirile. Qız ve oğlanlarnıñ oün areketlerinde oyle üksek ustalıq körüle ki, zanarsıñ olar endi mahsus aliy oquv yurtlarını bitirgen mütehassıslardır. Ebet, butün bularda birinci nevbette ansamblniñ yolbaşçısı Qırım Muhtar Cumhuriyetinde nam qazanğan artisti Cemile hanım OSMANOVA'nıñ issesi misilsiz-dir. Beş yıllıq semereli çalışuv, tecribe toplav de-virini keride qaldırğan «Cemile» 1999 senesi Pöloniyada Qırımtatar medeniyeti künlerinde, 2001 senesi İstanbulda Türkiy halqlarnıñ 7-nci halqara festivalinde, 2002 senesi Harkov şee-rinde otkerilgen festivalde, Römaniyada Türkiy halqlarnıñ festivalinde, Römaniyanıñ Mecidiye şeerinde Türk-Tatar halqara festivalinde ve bu sene kene de İstanbulda türkiy halqlarnıñ festi-valinde ve daa bir sıra devlet em de halqara ya-rışlarda iştirak etti. Em er yerde Cemile Osma-novanıñ genç şegirtleri Qırımtatar halqınıñ se-vimli «Tım-tım», «Ağır ava ve haytarma», «Horan», «Çifte telli», «Yavluq» oyunlarınen bir sırada Türk, Ukraina, ind, Bulgar oyunlarını alâ seviyede numayış ettiler.
 
Türkiye'deki çıqışlarını Cemile hanım ve onıñ talebeleri ayrıca bir sıcaqlıqnen hatırlap, Roma-niya, Türkiye, Amerika'da yaşağan yurtdaşları-mızğa samimiy teşekkürlerini bildireler.
 
- Biz Türkiye'de keçirilgen aman-aman butün festival ve bayramlarğa qatılamız. Birinci nev-bette şunı qayd etmek isterdim ki, Türk halqı biz-ni ğayet sıcaq qarşılay, ruh bağışlay, quvetimiz-ge-quvet bağışlay. Men umumen Türkiye halqı-na, anda yaşağan yurtdaşlarımızğa teşekkür bildirem ve selamlarımnı gonderem, - dey Cemile hanım.
 
«Kelecegiñizni nasıl tasavur etesiñiz, daa nelerni isteysiñiz?» degen sualge Cemile ha-nım açıq guzel tebessümi ile boyle cevap berdi:
 
- Zaman keçip oyle bir acayip kun kelir ki, menim şegirtlerim maña «Cemile oca, endi Siz raatla-nınız, yaşlarga oyunnı men ögretecem” der-ler ve men buyuk memnunlıkle ustazlıknı olarga işanırım. Em boyle olacagına eminim, çünki er afta bazarertesi ve bazar kunleri Akmescitten 80-100 kilometr uzakta yerleşken şeerlerden kız ve oglanlar oyun ogrenmeye buyuk isteknen keleler ve iç bir kere meşğuliyetlerni qaldırmay-lar. Demek, sanatımıznıñ, medeniyetimizniñ ke-lecegi parlaq.
 
Cemile Osmanöva em meşur oyuncı, em mer-hametli anadır. Onıñ qızı Arzı keçenlerde bir za-manlarda anası oquğan Özbekistan oyun aka-demiyasını bitirip, professional oyuncı oldı. Oğ-lu Osman ise tezden anasını torunnen sevindir-mege azırlana.
 
Cemile hanımğa ve onuñ «Cemile»sine oğurlı yollar ve icadiy ükseklikler tileymiz. Maşalla «Cemile», sen kibi genç ve aynı zamanda isti-datlı ansambller sayesinde milletimizniñ asırlar devamında şekillengen medeniyeti iç olmez.
 
Not:Cemile ve onun Cemile ekibi ile ilgili çekil-miş Aleksey ÇUGUY'nıñ fotolarını dergimizin arka iç sayfasında görebilirsiniz. 
 
Источник
http://medeniye.org/forum/index.php/topic,1103.0.html